top of page
Yazarın fotoğrafıOcak Yılmaz Partners Hukuk

TÜRK HUKUKUNDA NAFAKA


GİRİŞ

Anayasanın 41. Maddesi, aile toplumun temelidir demektedir. Toplumun sağlıklı bir düzene sahip olması, gelişmesi ve huzur içinde yaşaması bakımından ailenin önemi büyüktür. Ailenin toplum ve devlet içi arz ettiği büyük önem hukuk düzenlemelerinin de ailenin kuruluş, işleyiş ve güvenliği konularıyla yakından ilgilenmesini zorunlu kılmaktadır. Medeni hukuk sistemimiz aile bireylerinin maddi ve manevi zorluğa düşmesini önlemek amacıyla nafaka kurumunu düzenleyerek yardıma muhtaç olanlara diğerlerinin yardım etmesini sağlamaktadır.

Nafaka kurumu aile kurumunu koruyucu bir işleve sahiptir. Türk Medeni Kanunu nafakaları geniş anlamda tutmaktadır ve Medeni Kanun’a göre nafaka eşe, çocuğa yahut kan hısımlarına verilmektedir. Bu yazımızda Türk hukukunda nafaka kavramını ve nafakanın genel özelliklerini ele alacağız.



NAFAKA BORCU VE GENEL ÖZELLİKLERİ

Öncelikle nafaka borcunun kaynağı kanun hükmüdür. Yani nafaka borcu kanunda öngörülmüş şartların oluşması ile doğmaktadır. Nafaka borcu, Borçlar Kanunundaki diğer borç türlerine girmemektedir. Çünkü nafaka açıklanan bir iradeye yahut hukuka aykırı bir fiile dayanmamaktadır.

Nafaka borcu kanun koyucunun toplumun temeli olan aileyi oluşturan aile fertlerinin birbirlerine yardım etmelerini kanunlaştırarak kanuni bir ödev haline gelmesine dayanan bir yükümlülüktür. Dolayısıyla nafaka kamu düzeniyle yakından ilgili, kamu yararını ve kamusal menfaatleri koruyucu kurallardan oluşur. Bu sebeple nafaka talebinde bulunan taraflar yabancı olsa dahi Türk mahkemeleri kamu düzenine ilişkin olan bu nafaka davalarına karşı tarafın muvafakati aranmaksızın bakabilir.[1]



NAFAKA BORCU NASIL ÖDENİR?

Nafaka borcu ödenmesi bakımından da ayrı bir özelliğe sahiptir. Nafaka borcu kural olarak nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak TMK m. 176’ya göre toptan veya durumun gereklerine göre irat olarak ödenmesine karar verilebilir. Hakim bu kararı verirken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını belirleyip, nafaka borçlusunun toptan ödeme gücünün olup olmadığını tespit etmelidir.[2]


NAFAKA ALACAKLARI VEYA BORÇLARI ÜÇÜNCÜ KİŞİYE DEVREDİLEBİLİR Mİ?

Türk Borçlar Kanunu 183. Maddesine göre alacaklı, kural olarak alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Fakat nafaka alacağını diğer alacaklardan ayıran bir diğer yönü de aile bireyleri arasındaki yardımlaşma yükümlülüğünden doğması sebebiyle kural olarak nafaka ilişkisine yabancı üçüncü kişiye devredilmesinin mümkün olmamasıdır. Buna karşın birikmiş nafaka alacağı artık yoksulluğu giderme özelliği ortadan kalkmış olacağı için üçüncü kişiye temlik edilebilir. Aynı zamanda nafaka borcu açısından da bu borç üçüncü kişiye devredilebilir ve üçüncü kişi bu borcu ödemeyi üstlenebilir.[3]


NAFAKA ALACAĞI ÜZERİNDE REHİN TESİS EDİLEBİLİR Mİ?

Yine Türk Medeni Kanunu 954. Maddesine göre kural olarak alacaklar üzerinde rehin tesis edilebilirken [4] devri mümkün olmayan nafaka alacaklarında rehin kurulması da mümkün değildir. Birikmiş nafaka alacağı söz konusu ise devredilebilir olacağı için rehnedilmesi de mümkün olacaktır.


NAFAKA ALACAĞI TAKAS EDİLEBİLİR Mİ?

Nafaka alacağının takas edilmesi de mümkün değildir. Nafaka hükümlerinin amacı maddi açıdan zor durumdaki aile bireylerinin korunmasıdır. Takas edilmesi halinde zor durumda olan bu aile bireyinin daha zor duruma düşmesi söz konusu olabileceğinden nafaka alacaklarında takas ancak nafaka alacaklısının rızasıyla mümkün olabilir.[5]


NAFAKA ALACAĞI HACZEDİLEBİLİR Mİ?

Yukarıdaki sayılan sebeplerden ötürü nafaka alacağı haczedilemez. Nafaka alacağı takdir edilirken kişinin geçinebileceği miktar göz önünde bulundurulduğu için ve bu alacağın kişinin eline geçmesi mutlak zorunluluk olduğu için nafaka alacakları haczedilemez.[6] Haczedilememesi ile birlikte nafaka alacakları hacizlerde ve iflasta öncelikli alacaklar olarak değerlendirilmektedir.


NAFAKA ALACAĞINDAN VAZGEÇİLEBİLİR Mİ?

Nafaka alacağından feragat edilmemesi de yine nafaka borçlusunun borcundan kurtulmasını engellemeye yöneliktir. Aile bireyleri arasında ileriye yönelik nafaka talebinde bulunulmayacağına ilişkin sözleşmeler geçersizdir. Nafakada feragat ancak birikmiş olan nafaka alacakları için mümkündür. İcra takibi yapılırken bu birikmiş alacaklara ilişkin feragat mümkündür ve geçerli olur.[7] Ancak genel olarak nafaka alacağından vazgeçmek mümkün değildir.


NAFAKA ALACAĞI MİRASÇILARA GEÇER Mİ?

Kural olarak nafaka alacağı mirasçılara intikal etmemektedir. Nafaka alacağı nafaka alacaklısının veya borçlusunun ölümüyle sona ermektedir. Nafaka alacaklısının sağlığında kullanmadığı nafaka istemleri de yine ölümüyle sona ermektedir. Ancak ölmeden önce nafaka davasının açılmış olması durumunda nafaka alacaklısının mirasçılarının davaya devam etmeleri mümkündür.[8] Çünkü bu durumda nafaka hakkı artık malvarlığı hakkına dönüşmüş olacaktır. Bu durumda nafaka alacaklısı haline gelen mirasçıların talebi ancak dava tarihi ve ölüm tarihi arasındaki nafaka miktarı ile sınırlı olacaktır.[9] Mahkeme kararından sonra birikmiş nafaka alacakları da nafaka alacaklısının veya borçlusunun ölmesi durumunda birikmiş kısım için mirasçılara intikal etmektedir.


Türk hukukunda nafaka ile ilgili önemli hususları birkaç soru başlığı altında inceledik. Nafaka kurumu aile hukukunun temeli niteliğinde olup önem verilmesi gereken bir konudur. Boşanma davaları ile birlikte karşımıza çıkabileceği gibi boşanma öncesinde yahut boşanma sonrasında da görülebilmektedir. Diğer alacaklardan oldukça farklı ve detaylı olan nafaka alacağına ilişkin alanında uzman avukatlardan hukuki destek alınması gerekmektedir. Detaylı bilgi ve hukuki destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.


Av. Cevdet YILMAZ



[1] Y2HD., 05.07.1965 T., 1965/3653 E., 1965/3604 K. Sayılı ilama göre; “Tarafların İngiliz vatandaşı bulundukları ve davalının bu davanın mahalli mahkemede görülmesine rıza ve muvafakatinin bulunmadığı cihetle, işbu davanın İngiliz Devlet Mahkemelerinde görülmesi icap ettiğinden bahisle bu noktadan davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, nafaka işlemleri kamu düzenini ilgilendirdiğinden veya mahalli mahkeme tarafından bakılabileceği düşünülmeden davanın reddine karar verilmesi yolsuz olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.”

[2] Ali İhsan Özuğur, Evlilik Birliğini Sona Erdiren Nedenler: Boşanma, Ayrılık ve Evliliğin İptali Davaları, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usulleri, 3. Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2008, s. 200

[3] Selahattin Sulhi Tekinay, Türk Aile Hukuku, 7. Baskı, İstanbul, Filiz Kitabevi, 1990, s. 597

[4] Türk Medeni Kanunu m. 954: “Başkasına devredilebilen alacaklar ve diğer haklar rehnedilebilir. Aksine bir hüküm bulunmadıkça, bunların rehni hakkında da teslime bağlı rehin hükümleri uygulanır.”

[5] Türk Borçlar Kanunu m. 144: “Aşağıdaki alacaklar takas haklarının doğumundan sonra, ancak alacaklıların rızasıyla takas edilebilir:

1.Tevdi edilmiş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar

2.Haksız olarak alınmış veya aldatma sonucunda alıkonulmuş eşyanın geri verilmesine veya bedeline ilişkin alacaklar

3.Nafaka ve işçi ücreti gibi, borçlunun ve ailesinin bakımı için zorunlu olup, özel niteliği gereği, doğrudan alacaklıya verilmesi gereken alacaklar”

[6] Baki Kuru, Ramazan Arslan, Ejder Yılmaz, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 27. Baskı, Ankara, Yetkin Yayıncılık, 2013, s. 303

[7] Haluk Bozovalı, Mevzuattaki Son Değişikliklerle Öğretide ve Uygulamada Türk Medeni Hukukunda Bakım Nafakaları, İstanbul, Kazancı Matbaacılık, 1990, s. 81

[8] Y2HD. 06.05.1974 T., 1974/2936 E. 1974/2795 K. Sayılı ilama göre: “Miras bırakanın açtığı nafaka davasını mirasçıları külli halef olarak yürütebilir ve dava günü ile ölüm tarihi arasındaki süre için gerçekleşmiş nafaka ile sınırlı olarak miras payı oranında alacaklı olurlar.”

[9] Y2HD. 05.04.1979 T., 1979/2679 E. 1979/2841 K. Sayılı ilama göre: “Geçimlik (nafaka), dava açmakla malvarlığı hakkı kazanır, davalının ölümü halinde dava mirasçılara karşı devam eder. Dava günü ile ölüm tarihi arasında geçerli olmak üzere nafaka takdir edilmelidir.”

93 görüntüleme

Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page