Av. Cevdet YILMAZ[2]
Oğuzhan BALCI[1]
GİRİŞ
"Metaverse" gerçek ve sanal dünyaların birleşimi olarak, çeşitli alanlarda yeni imkanlar ve fırsatlar yaratırken, aynı zamanda insanlara ve devletlere yeni mücadeleler getirmektedir. Hukuki açıdan Metaverse bireyler arasındaki geniş etkileşimi doğuracak ve beraberinde de bazı zorluklar ortaya çıkacaktır. Bu yazıda Metaverse'deki varlıkların mülkiyetinin niteliğine yönelik tartışmalar ve Türk hukukuna göre NFT ürünlerin ve sanal arsaların statüsü incelenecektir.
A. SANAL DÜNYA (METAVERSE)
“Metaverse” tanımı dünyalarımıza 2021 yılında Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in şirket ismini Meta olarak değiştirmesiyle girmiştir. Bu kavram ilk olarak 90’ların başında Yazar Neal Stephenson’ın “Snow Crash” adlı bilim kurgu romanında karşımıza çıkmaktadır. Metaverse ya da sanal evren, sanal gerçeklik gözlükleri sayesinde farklı bir boyuttaki algısal bir yaşamı imkânlı kılan dijital ortamda oluşturulmuş yapay dünyaya verilen isimdir. Metaverse, fiziksel hiçbir çaba göstermeden dünyadaki her türlü eylemin hazzını, acısını vb. sonuçlarını hissetmeyi sağlar. Özellikle 2021-2022 yılları arasında pandemi döneminde bu sanal dünya; bütün dünyada her yaştan, her meslekten ve her kitleden insanların ilgisini çekmeyi de başarmıştır.
Metaverse, kişilerin avatarlar aracılığı ile yaşam bulduğu sanal bir evren ya da paralel bir dijital dünya olarak tanımlanabilir. Bu dijital dünyalar özellikle oyun severlerin aşina oldukları bir alan olsa da Zuckerberg’in hamlesi ile bir trend haline gelmiştir. Metaverse terimi kullanılmaya başlamadan çok daha öncesinde World of Warcraft (WOW), The Sims, Second Life ve benzeri çeşitli oyunlarla zaten sanal dünyalar yaratılmış olup oyuncular bu oyunlarda çeşitli amaçlarla buluşarak vakit geçirmekteydi. Bu oyunlarda oyuncular oyun karakterlerini ve oyun içi eşyalarını gerçek para ile takaslayarak ticari amaç için de kullanmaktaydı[3]. Örneğin “Second Life” isimli proje bir çeşit şehir kurma ve bu şehirde ticaret yapma üzerine kullanıcılarına ikinci bir hayatı vaat eden, internet tabanlı bir sanal dünya olarak piyasaya çıkmıştır. Second Life sanal bir dünya olmasına karşılık önemli yatırımları da çekmiştir ve gerçek hayattaki ürün ve hizmetlerin pazarlanması ve marka tanıtımı için önemli bir yer haline gelmiştir. Kullanıcılar bu Metaverse dünyasında alışveriş, kiralama ve arkadaşlarıyla sanal dünyalarda vakit geçirme imkanına sahiplerdir. Bu dijital faaliyetler de beraberinde dijital ekonomiyi getirmiştir[4].
B. SANAL VARLIKLAR
Sanal dünyanın içerisinde de gerçek dünyada olduğu gibi birtakım varlıklar mevcut ve gereklidir. Bu sanal dünyalarda da blok zincir altyapısıyla her işlemin ve her eşyanın sanal bir kopyası, dijital bir kimliği mevcuttur. Kripto varlıklar, NFT’ler, sanal arsalar, oyun karakterleri ve eşyaları, bir görüntü, müzik parçası, video veya bu tarz neredeyse sonsuz sayıda sanal dünyada karşılığı olan ürünler Metaverse evreninin içeriğini oluşturmaktadır.
Sanal varlıkların değeri, genellikle sanal dünyadaki talep ve arz faktörleriyle ilişkilidir. Nadir veya özel bir sanal varlık, diğer kullanıcılar tarafından daha yüksek bir değere sahip olarak algılanabilir ve bu da varlığın ticari veya koleksiyonel değerini artırabilmektedir. Sanal varlıkların değeri, bazen gerçek dünya para birimleriyle ölçülmektedir ve sanal varlık piyasalarında alım satımı gerçekleşmektedir.
Sanal varlıkları satın almak istediğinizde satın alma işleminiz hiç kimsenin denetimi altında olmayan ve işlem kayıtlarının silinemediği ya da değiştirilemediği bir dijital kayıt defteri olan blok zincirde gerçekleşen işlem olarak kaydedilmektedir. Bu işlem blok zincir altyapısıyla güvenli, açık ve hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu varlıklar fiziksel olarak elde bulundurulamayacağı için saklanması ve depolanması daha kolaydır.
NFT veya kripto varlık alındığında bu varlıklar dijital cüzdanlarda saklanmaktadır. Dijital cüzdan, NFT sahibi tarafından isteğe göre saklama ve takas yapma özelliğine sahip blok zincir tabanlı bir yazılımdır. Sanal varlıkların tanımı ve kavramları, sanal dünyaların ve dijital kültürün gelişimiyle birlikte sürekli evrim geçirmektedir. Teknolojik ilerlemeler ve sanal gerçeklik deneyimlerindeki ilerlemeler, sanal varlık kavramını gün geçtikçe daha da zenginleştirmektedir ve yeni kullanım alanları ortaya çıkarmaktadır. Yeni gelişen ve büyüyen bir alanda hukuk ise geriden gelerek mevzuat boşluklarını doldurmaya çalışmaktadır. Sanal varlıkları daha iyi tanımlayıp tasniflendirmek, hukuki niteliği doğru tespit edip sanal varlıkların korunmasını sağlamak için de hem işin teknik kısmında yer alanların ve bilim insanlarının hem de hukukçuların beraber çalışması gerekmektedir.
C. SANAL ARSA VE NFT ÜRÜNLER
Dijital ortamda bulunan müzik, resim, ses veya video dosyaları tokenize edilerek benzersiz bir dijital varlık haline getirilmekte ve bu tokenlar NFT olarak adlandırılmaktadır. NFT, Non-Fungible Token'ın kısaltmasıdır. "Non-fungible" terimi, bir varlığın eşdeğer ve takas edilebilir olmaması anlamına gelmektedir. Türk Dil Kurumu ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi de NFT’nin Türkçe karşılığını “Nitelikli Fikri Tapu” olarak önermiştir.
Günümüzde NFT eserlerin satışının yapıldığı MakersPlace, Zora, OpenSea, Nifty Gateway ve Rarible gibi birçok pazaryeri bulunmaktadır. Bu pazaryerlerinden genellikle kripto para birimleriyle NFT alım satımı yapılabilmektedir. NFT’ler her şeyden önce misli olmayan birer kripto varlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kripto varlıklar, kaynağını aldıkları IPFS protokolü üzerine yüklenen bir resim, görsel, grafik, video, ses, müzik, metin dosyası gibi verileri temsil etmektedirler[5]. Blok zincir tabanlı olması sebebiyle değiştirilemezlik, merkeziyetsizlik gibi özellikleri barındırmaktadır. Bu yüzden NFT’nin işaret ettiği (ya da NFT’nin temelinde yatan) görüntü, ses, video, metin vb. formattaki blok zincirinde işlem kanıtı bulunan bu dosyanın benzersiz ve değiştirilemez olması NFT’leri son derece önemli kılmaktadır[6].
NFT’ler oyunlarda, sanat alanlarında, bilet satışlarında kullanılmakta; hatta teminat olarak yararlanılabilmektedir. Sanatçıların, sanat eserlerini paraya dönüştürmek için yeni bir yol sunmakta, takas yapabilecek sanal gayrimenkullere imkân sağlamaktadır. Özet şu ki NFT’lerin kullanım alanları saymakla bitmemekte henüz keşfedilmeyen sınırsız kullanım alanı olduğu düşünülmektedir[7].
Sanal arsalar, farklı gözükseler de aslında Ethereum blok zincirine dayanan kripto para birimleriyle alınan NFT’lerdir. Bu arsaları satın almak için The Sandbox, Decentraland ve Somnium Space gibi çeşitli platformlar bulunmaktadır. Arsa sahipleri diledikleri gibi sanal arsalarında tasarrufta bulunma imkanına sahiptir. Arsa sahibi dilediği gibi arsaya alışveriş merkezi, ev, müze inşa edebilmekte ve bu gayrimenkulleri geliştirebilmektedir. Yalnızca arsa sahibinin sahip olduğu parselin yükseklik, genişlik ve derinlik kısıtlamalarına dikkat etmesi gerekmektedir. Bu arsanın, blok zinciri teknolojisi içerisinde mülkiyeti blok zinciri ağına eklenmekte ve üçüncü bir kişi tarafından kontrol edilemez ve değiştirilemez hale gelmesini sağlamaktadır.
D. SANAL VARLIKLARDA MÜLKİYET VE TÜRK HUKUKUNA GÖRE İNCELENMESİ
Metaverse dünyası kapsamında hukuki olarak değerlendirilmesi gereken birçok konu ve soru bulunmaktadır. Bu sanal dünya insan yaşamında hızla yer edinmeye başlamıştır. Beraberinde de çeşitli alanlarda sorunlar getirmektedir.
Sanal Varlıklarda Mülkiyet
Sanal arsa ve NFT ürünler sanal varlıkların içerisinde tasniflendirilmektedir. Peki, hukuki anlamda sanal varlıklar birer mal mıdır? Ülkemizde de geçerli olan Kıta Avrupası hukuk düzeninde eşya, taşınır ve taşınmaz mallar olarak ikiye ayrılmıştır. Ancak bu ayrımın Metaverse evreninde olmaması ve mülkiyetin kavram itibariyle maddi bir varlığı esas alması nedeniyle sanal varlıkların bu kategorilerden birine yerleştirmek tam olarak mümkün değildir. Sanal dünyada ise bu hakkın sınırı ve kapsamı tam olarak belirlenebilmiş değildir. Bu sebeple NFT’leri fikri ürün olarak tasniflendirmek şu aşamada daha doğru gözükmektedir. Sanal varlıkların mülkiyetinin kimde olacağına ilişkin birtakım tartışmalar ve öneriler mevcuttur:
-Metaverse Geliştirici Şirketlerinin Mülkiyeti; Bu teoriye göre, Metaverse teknolojisi geliştirici şirketlerin mülkiyetindedir ve kullanıcılar bir kullanım sözleşmesi ile belirli haklar elde etmektedir. Metaverse içindeki varlıkların geliştirilmesi ve değiştirilmesi geliştirici şirketin kontrolü altındadır ve kullanıcılar yalnızca bu varlıkları kullanma hakkına sahiptir. Ancak tam sahiplik hakları geliştirici şirkette kalır. Bu teori, kullanıcıların Metaverse içindeki varlıkları tam anlamıyla sahiplenmelerine izin vermemesi sebebiyle eleştirilmektedir.
-Kullanıcıların Mülkiyeti: Bu teoriye göre, Metaverse içindeki sanal varlıkların mülkiyeti kullanıcılara aittir. Kullanıcılar, sanal dünyada yaratılan varlıkları kendi çabalarıyla elde etmekte ya da satın almaktadır bu nedenle bu varlıkların tam sahipleri olmaktadır. Buna göre kullanıcılar bu varlıklar üzerinde tam yetkiye sahiptirler ancak bu teori de tartışmalıdır. Çünkü mülkiyet hakları geliştirici şirketlerin ve yasal düzenlemelerin etkisi altında olacaktır.
-İlgili Yasal Düzenlemeler: Bu teori ise sanal dünyada mülkiyet hakkının belirli yasal düzenlemelere dayandığını savunmaktadır. Sanal dünyada kullanıcıların hakları, sözleşmeler ve kullanıcı sözleşmeleri gibi yasal belgelere dayanabilmektedir. Bu teoriyi savunanlar, kullanıcıların sanal dünyada mülkiyet haklarını yasal bir temele dayandırarak koruyabileceğini düşünmektedir[8].
Sonuç olarak, Metaverse ve sanal nesnelerin mülkiyeti konusunda farklı teoriler vardır ve sanal dünyanın karmaşıklığı ve gelişimi göz önünde bulundurulmalıdır. Bu alandaki yasal düzenlemeler ve fikirler gelecekte değişime açıktır.
NFT’lerin ve Sanal Arsaların Türk Hukukundaki Statüsü
Sanal arsaların aslında NFT ürünlerinin bir alt başlığı olduğu yukarıda belirtilmiştir. NFT ürünler bakımından her ne kadar daha çok fikri ürün olarak tasniflendirilmesi gerektiği görüşü hakimse de taşınır mülkiyeti ve alacak hakkı kavramları bakımından da değerlendirilme yapılabileceği ifade edilmektedir.
Gerçek dünya ve dijital dünyada fikri ürün satışı birbirinden farklıdır. Bu satış gerçek dünyada iki yönlü olarak gerçekleşir. Satın alan fiziksel olarak ürüne sahip olur. Satış koşullarına bağlı olarak satın alan kişi bu ürünün fikri mülkiyetine de sahip olabilir. Dijital ürünler ise tamamen mevzuat dışı belirlenmemiş bir alandır ve hukukçular arasında da tartışmalı bir konudur. Bir kısım hukukçuya göre sanal varlıklar tabanında geçerli olan mülkiyet, bir lisanslama biçimi veya hizmet sunumundan ibarettir ve gerçek mülkiyet ürünün gerçek sahibine aittir. Bu durumda ürünü satın alan kişi, ürünün gerçek sahibinden izin almadan ürünü satamayacaktır.
Sanal varlıklara ilişkin yasal mevzuat eksikliği olsa da nu alanda hak ihlali olması halinde mevzuatın yokluğu sorunu tamamen çözümsüz bırakmamaktadır. NFT’nin bir eser olarak nitelendirilmesi ve NFT eserin sahibinin, FSEK kapsamındaki eser sahibi hükmünde olması sebebi ile doğabilecek uyuşmazlıkların da FSEK kapsamında çözümlenmesi mümkündür.
Hatta NFT’lere yönelik ilgi Türkiye'de de bir mahkeme kararı ile karşımıza çıkmıştır. 21.06.2022 tarihinde İstanbul 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi (FSHHM) tarafından NFT'lerle ilgili dikkate değer bir ihtiyati tedbir kararı alınmıştır. Söz konusu kararda ele alınan uyuşmazlık, Türk Anadolu Rock müziğinin efsanevi figürlerinden biri olan sanatçı, söz yazarı ve besteci Cem Karaca'nın portresinin kullanımıyla ilgilidir. Cem Karaca'nın mirasçıları tarafından başlatılan dava, İstanbul 3. FSHHM'nde ele alınmış ve ihtiyati tedbir talebiyle sonuçlanmıştır. Davada ortaya çıkan temel iddia ise Cem Karaca'nın portresinin hem fiziksel hem de NFT formunda hukuka aykırı bir şekilde kullanıldığı ve yayıldığıdır. Bu portre, çeşitli sosyal medya platformlarında çevrimiçi olarak sergilenmiş, NFT'ler ise satışa sunulmuş ve dünya çapında tanınan "Opensea" gibi bir pazar yerinde satılmıştır. Bu durumun, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun resim ve portreleri koruma altına alan 86. maddesi ile aynı zamanda kişilik haklarını düzenleyen 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesi kapsamında bir hak ihlali teşkil ettiği iddia edilmiştir[9].
NFT'lerin hukuki niteliği incelenirken, bu dijital varlıkların taşınır mülkiyetine ve alacak hakkına benzer şekilde değerlendirilebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. NFT'lerin, dijital eserleri işaret eden benzersiz bir kodun mülkiyetini ifade etmekte alınıp satılmakta ve bu benzersiz kodun sahibine dijital eserin kullanımını sağlanmaktadır[10].
NFT'lerin hukuki niteliği incelenirken, taşınır mülkiyeti ve alacak hakkı kavramlarına paralel bir değerlendirme yapılabilir. NFT'ler, temelde dijital sanat eserleri gibi içerikleri işaret eden benzersiz bir kodun mülkiyetini ifade eder ve bu kodun sahibine dijital eserin kullanım hakkını sağlar. Bu durumda, NFT'lerin taşınır mülkiyeti kapsamına girebileceği ve bu varlıkların sahiplerine dijital eserlerin "kodsal" mülkiyetini sunabileceği söylenebilir. Diğer yandan, NFT sahipleri, işaret ettiği eseri sonsuza dek işaret etmesini sağlama, NFT'yi saklama, satma ve işaret ettiği eseri görüntüleme gibi alacak haklarına da sahip olabilirler. Dolayısıyla, NFT'lerin hem taşınır mülkiyeti hem de alacak hakkı perspektifleriyle ele alınarak hukuki niteliklerinin daha bütüncül bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği görülmektedir[11].
NFT ürünlerinden biri olan sanal arsaların ise biraz daha dar yorumlanması gerekir. TMK, gerçek dünyadaki taşınır ve taşınmazlara ilişkin düzenlemeler içermektedir. Sanal dünyadaki arsa ise bu tanımdan tamamen uzaktır.
Avrupa Parlamentosu'nun JURI Komitesi'nin talebi üzerine Metaverse'in ticari, endüstriyel ve askeri uygulamalarını ve bunların günlük yaşam, sağlık, iş ve güvenlik gibi çeşitli alanlarda hem fırsatları hem de önemli endişeleri beraberinde getirdiklerini ve Metaverse'in gelişimini ve kullanımını yönlendirmek için hukuki ve düzenleyici çerçevelerin gerekliliğini ele alan Metaverse raporunda bilgisayar simülasyonu ile oluşturulan arazinin, Avrupa Birliği'nde yer alan ülkelerin hukuk sistemlerinde arazi kavramının şartlarını karşılamamakta olduğu belirtilmiştir.[12]
Günümüzde, Metaverse evreninden satın alınan arsaların ve diğer yerlerin kayıtları gerçek dünyaya benzer şekilde tapu sicillerinde tutulmamaktadır. Dolayısıyla bu alan uluslararası hukukun ve Türk hukukunun kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. Gerçekleştirilen satışlar, doğrudan bu evrenin yaratıcısı konumundaki şirketler ve şahıslar üzerinden yapılmaktadır. Gerçekleştirilen satın alınmaların hukuki mahiyeti noktasında ise hukukçulara ve öğretiye büyük bir iş düşmektedir. Bu alımların ürün satışı mı olduğu, hak devri mi olduğu veya üyelik mi olduğu gibi sorularının tartışılması gerekmekte ve hukukun bu noktada devreye girerek soruları cevaplaması icap etmektedir. Sanal arsaların mülkiyeti, sanal dünyanın kurallarına ve kullanıcı sözleşmelerine tabidir. Sanal arsaların satın alınması ve ticareti, sanal dünyadaki ekonomik etkinliklerin önemli bir parçasıdır.
Tüm bu incelemelerin sonunda; bu alanın bir tohum halinde olduğunu ve ne ürün vereceğini zamanın göstereceği unutulmamalıdır.
ocakyilmaz.com
[1] Öğrenci Stajyer
[2] Avukat
[3] Kükrer, Ceyda, “Hukuksal ve Vergisel Boyutlarıyla Metaverse” Maliye Çalışmaları Dergisi , Y.2023 S.69 s.149
[4] Kükrer s.149
[5] Altınok, Arda “Gayri Misli Kripto Varlıklara (Nft- Non-Fungıble Tokens) İlişkin Telif Hakkı Sorunları” Türkiye Barolar Birliği Dergisi 2022 (161) sayfa 257
[6] Oduncu, Semih, NFT, Kripto Sanatı ve Türkiye’deki Yansımaları, Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi Y.2022 C.15 S.29 s.195-224
[7] https://academy.binance.com/en/articles/what-is-an-nft Erişim Tarihi:20.07.2023
[8] Akefi Ghaziani, M., Milani, S. M., Akefi Ghaziani, V. (2022), Metaverse and Legal Challenges in Property Law. Modern Technologies Law, 3(6) s.142-143
[9] https://gun.av.tr/tr/goruslerimiz/makaleler/nft-ler-ile-ilgili-guncel-hukuki-gelismeler-turkiye-de-nft-lerle-ilgili-ilk-ihtiyati-tedbir-karari-verildi#top Erişim Tarihi:19.08.2023
https://www.coinkolik.com/cem-karaca-nft-davasinda-emsal-karar-turkiyede-ilk/ Erişim Tarihi:19.08.2023
[10] Altınok s.260
[11] Altınok s. 261
[12]“Metaverse” Report, Policy Department for Citizens’ Rights and Constitutional Affairs Directorate General for Internal Policieshttps://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/STUD/2023/751222/IPOL_STU(2023)751222_EN.pdf Erişim Tarihi: 21.07.2023
Comments