top of page
Yazarın fotoğrafıOcak Yılmaz Partners Hukuk

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI IŞIĞINDA İNTERNET ORTAMINA ERİŞİMİN ENGELLENMESİ

 

Ece Atasal[1]

Av. Girayhan OCAK[2]


GİRİŞ


Dijital çağda internet, bilgiye ulaşmanın ötesinde, bireylerin sosyal, ekonomik hayatlarına katılımını sağlayan vazgeçilmez bir platform haline gelmiştir. Ancak, bu geniş erişim ve özgürlük alanı, devletler için aynı zamanda bir denetim ve düzenleme ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. İnternet aracılığıyla işlenen suçlar, toplumsal düzenin korunması ve milli güvenliğin sağlanması adına çeşitli tedbirlerin alınmasını zorunlu kılarken, bu tedbirlerin başında gelen internet erişiminin engellenmesi, bireylerin temel hak ve özgürlüklerine ciddi müdahalelerde bulunma potansiyeli taşımaktadır.


İnternet erişiminin engellenmesi, bir yandan devletin kamu düzenini koruma ve suçla mücadele etme amacı güderken, diğer yandan ifade özgürlüğü, haberleşme hakkı ve bilgiye erişim gibi anayasal güvenceler altındaki temel hakların ihlaline yol açabilecek güçte bir müdahale aracıdır. Bu bağlamda, devletlerin, internet erişimine getirdiği kısıtlamaların hukuki dayanağının sağlam olması, keyfi uygulamalara yer bırakmaması ve bireylerin haklarına saygı gösteren bir denge kurulması büyük bir zorunluluktur.


Bu çalışmada, internet erişiminin engellenmesinin kişilerin temel haklarına nasıl müdahalelerde bulunabileceği Anayasa Mahkemesi kararları ışığında incelenecektir. Özellikle, ifade özgürlüğü ve haberleşme hürriyetinin korunması bağlamında, internet erişiminin engellenmesi kararlarının demokratik bir toplum düzeninde nasıl değerlendirilmesi gerektiği ele alınacak ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki yaklaşımları detaylandırılacaktır.


I.               Bölüm: İnternet Kavramına Bakış


İnternet, teknik anlamı ile ağlar arası bağlantıyı sağlayan çeşitli ağ protokollerini kullanan küresel bir bilgiye erişim ve iletişim ağıdır[3]. İnternetin 1960 yıllarında ABD’de Savunma Bakanlığının başlattığı bir deneyle keşif süreci başlamıştır ARPANET 1990 yılı haziran ayında ortadan kaldırılmış ve internet adı altında önce ABD’deki üniversitelere daha sonra da genel kullanıcılara açılmıştır[4]. İnternet ülkemize 12 Nisan 1993 tarihinde adım atmıştır. Bugünlerde ise TÜİK’in yapmış olduğu araştırmada internet kullanım oranı, 16-74 yaş grubundaki bireylerde 2024 yılında %88,8[5] olarak belirlenmiştir.


İnternet günümüzde mekânsız ve zamansız iletişimi sağlaması, tükenmeyen bilgi kaynağına erişim imkânı sunması, alışveriş yapımını kolaylaştırması gibi hayatımıza sayısız katkıda bulunmaktadır. Bununla birlikte sağlamış olduğu kolaylıklarla beraber internet ortamı kullanım amacına göre zarara ve hak kayıplarına yol açabilmekte hatta çeşitli suçlara sebebiyet verebilmektedir. Bu kapsamda devletler belli ilkeler ve şartlar çerçevesinde internetin kontrolüne yönelik kendi uygulamalarını geliştirmişlerdir.


II.            Bölüm: Erişimin Engellenmesi Metotları


İnternet erişiminin engellenmesini yargı kararları ışığında detaylıca incelemeye geçmeden önce karıştırılan iki kavram arasında durmakta fayda olacaktır. İnternet erişiminin engellenmesi ile internetten içeriğin kaldırılması birbirinden farklı kavramlardır. İnternet erişiminin engellenmesi içeriğin yayınladığı web sitesine girilememesi sonucunu doğuruyor iken; internetten içeriğin kaldırılması söz konusu içeriğin silinerek tamamen ortadan kaldırılmasını ifade etmektedir. Öte yandan internet erişiminin engellenmesi yalnızca o engellemeyi yapan devletin ülke sınırları içerisinden bu içeriğe ulaşmayı engellerken; içeriğin kaldırılması hâlinde söz konusu içeriğe dünyadaki hiçbir ülkeden ulaşılamamaktadır[6]. İnternete erişimin engellenmesinde birçok yöntem uygulanmaktadır. Ülkemizde alan adından erişimin engellenmesi, IP adresinden erişimin engellenmesi, içeriğe (URL) erişimin engellenmesi ve benzeri yöntemler [7]kullanılarak koruma sağlanmaya çalışılmaktadır.

1.     Alan Adından Erişim Engelleme:

Bu yöntemde alan adı sunucularında (Domain Name System- DNS) ilgili alan adına erişim kapatılmak suretiyle internet sitesine erişim engellenmektedir. Alan adı (Domain Name), internette bir siteye ulaşmak için kullanılan adresler olarak tanımlanmaktadır[8]. Herhangi bir internet sitesine ulaşmak isteyen ziyaretçiler, bu adresi kullanmaktadırlar.

2.     IP (İnternet Protokol) Adresinden Erişim Engelleme:

Bugün internete doğrudan bağlı her bilgisayar bir kimlik numarasına sahiptir. Buna IP adresi (Internet Protokol Adresi) denilmektedir[9]. İnsanları kimlikler aracılığıyla tanımladığımız gibi bilgisayarlarda bu göre IP numaraları üstlenmektedir. IP adresi üzerinden yapılan erişim engellemelerinde yönlendiricilere erişim listesi (access list) yazılması suretiyle ilgili IP adresine erişim engellenmektedir.


3.     Nesne Tabanlı (URL) Erişim Engelleme:


URL (Uniform 25 Resource Locator) web tarayıcıların adres satırında yazılan ve gitmek istenilen sayfayı tam olarak anlatan karmaşık harf, sayı ve karakterlerden oluşmaktadır. 5651 Sayılı Kanun’un 9/A maddesinde “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Başkanlığa doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir. Yapılan bu istekte; hakkın ihlaline neden olan yayının tam adresi (URL), hangi açılardan hakkın ihlal edildiğine ilişkin açıklama ve kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilir. Bu bilgilerde eksiklik olması hâlinde talep işleme konulmaz. Başkanlık, kendisine gelen bu talebi uygulanmak üzere derhâl birliğe bildirir, erişim sağlayıcılar bu tedbir talebini derhâl, en geç dört saat içinde yerine getirir. Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır.” ibaresi yer almaktadır8.


III.          Bölüm: İnternet Erişim Engeli Uygulanmasında Yasal Zemin


İnternet erişiminin engellenmesi fonksiyonunun uygulanabilmesi yürürlükteki prosedürler çerçevesinde, belirli kamu kurumları tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Uygulamanın başında 23.05.2007 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun gelmektedir. Akabinde kanunda yer alan düzenlemelere ilişkin usul ve esasların belirlendiği İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 30.11.2007 tarihli ve 26716 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun genel gerekçesinde “Dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak, ülkemizde de internet dâhil hızla yaygınlaşan elektronik iletişim araçlarının sağladığı imkânların suiistimal edilmesi suretiyle işlenen suçlarla mücadele konusunda etkin ve doğru bir yapılanmayı mümkün kılabilecek özel bir kanun çıkartılması zorunlu hâle gelmiş bulunmaktadır[10]” ibaresi bulunmaktadır[11]. Ek olarak gerekçede devletin aileyi, çocukları ve gençleri korumakla görevli olduğundan bahisle; internetin kötüye kullanılmasıyla bu kimselere karşı kolayca suç işlenmesinin önlenmesine yönelik gerekli tedbirlerin alınması amaçları doğrultusunda kanun uygulanacağı ifadesi yer almaktadır. Kanun kapsamında internete erişimin engellenmesi özellikle 8. ve 9. maddelerde yer almaktadır.


5651 sayılı kanunun 8. maddesi, belirli suçların internet üzerinden işlenmesi hâlinde, internet sitelerine erişimin engellenmesine yönelik tedbirlerin alınmasını düzenler. Bu suçlar şunları içerir:

·       İntihara yönlendirme,

·       Çocukların cinsel istismarı,

·       Uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma,

·       Sağlık için tehlikeli madde temini,

·       Müstehcenlik,

·       Fuhuş,

·       Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama,

·       Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da yer alan suçlar.


Bu suçların işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması durumunda, Erişim Sağlayıcıları Birliği ya da mahkeme veya Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) aracılığıyla erişimin engellenmesi kararı verilebilmektedir. Kararlar genellikle URL bazında verilirken siteye erişim tamamen de engellenebilmektedir.


Kanunun 9. maddesi ise kişilik haklarına saldırı ve özel hayatın gizliliğinin ihlali durumlarında internet içeriklerinin kaldırılmasına ve erişimin engellenmesine ilişkin düzenlemeleri barındırmaktadır. Eğer bir kişi, internet üzerinde yayınlanan içerik sebebiyle kişilik haklarının ihlal edildiğini düşünüyorsa, içerik sağlayıcıya, yer sağlayıcıya veya doğrudan sulh ceza hâkimliğine başvurarak içeriğin kaldırılmasını ve/veya erişimin engellenmesini talep edebilmektedir.


İnternete erişimin engellenmesi uygulaması, suç konusunu oluşturan yayının kaldırılmasını sağlayarak hukuka hizmet edebileceği gibi ilkelere bağlı kalmaksızın; herhangi bir sınırı, prosedürü ve denetlemesi olmadığı takdirde uygulanmasında kişi hak ve hürriyetlerinin keyfi kısıtlanması sonucuna sebebiyet verecektir. Anayasa tarafından da koruma altına alınan “Haberleşme Hürriyeti” ancak hukuk devleti ilkelerine uygun düşecek şekilde sınırlandırılabilecektir. Kanunun 22. maddesinde “Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde, karar kendiliğinden kalkar. İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir[12]ibaresi yer almaktadır. Dolayısıyla uygulamanın amacına hizmet edecek şekilde yürütülebilmesi için kanun düzenlenme ihtiyacı doğmuştur.


Gerek hacim gerek de hız yönünden neredeyse sınırsız imkân tanıyan internetin kısıtlanabilmesi için her ihtimali gözeterek bu alanın düzenlenmesi kanun koyucu için bir hayli güçtür.  Bu alanda ulusal hukukumuzda ilgili esas mevzuat 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’dur. İfade özgürlüğü bağlamında bireysel başvuru yolunda uygulamasından en çok şikâyet edilen hükümler de anılan Kanun’un erişimin engellenmesine ilişkin 8/A ve 9. maddeleri olmaktadır[13].


IV.          Bölüm: Anayasa Mahkemesi Kararlarının İncelenmesi:


Anayasa Mahkemesinin internete erişimin engellenmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği konusuyla esastan incelediği ilk kararlar, “Twitter” ve “Youtube” isimli sosyal medya platformlarına erişimin tamamen engellenmesiyle ilgili Yaman Akdeniz ve diğerleri (B. No: 2014/3986, 2/4/2014) kararı ile Youtube Llc Corporation Service Company ve diğerleri [GK] (B. No: 2014/4705, 29/5/2014) kararıdır.  


Yaman Akdeniz ve diğerleri kararında, belli içeriklerin siteden kaldırılmasına dair yargı kararları “Twitter” sitesinin yurt dışındaki merkezine gönderilmiş ancak söz konusu site yöneticilerinin bu konuda hiçbir adım atmadıkları belirtilerek olayın gerçekleştiği zamanda yetkili idari kurum olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığınca siteye erişimin tamamen engellenmesinin ifade özgürlüğünü ihlal edip etmediği gerekçesiyle incelenmiştir.


Youtube Llc Corporation Service Company ve diğerleri kararında ise Atatürk’e hakaret niteliğindeki içeriklerin kaldırılmasına dair yargı kararları gerekçe gösterilerek yine olayın gerçekleşmiş olduğu zaman yetkili idari kurum olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından 5651 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca Youtube sitesine erişimin tümüyle engellenmesi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiştir.


 Başvuru konusu olayların gerçekleştiği dönem, henüz idareye belli şartlar dâhilinde bir internet sitesine tamamen erişimi engelleme yetkisi veren 5651 sayılı Kanun’un 8/A maddesi yürürlüğe girmemiştir. Bu nedenle bu kararlarda Anayasa Mahkemesinin incelemesi, başvuru konusu müdahalelerin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen kanunilik şartını karşılama konusuyla sınırlı kalmak suretiyle incelenmiştir[14].


İnternete erişim engeli getirilmesi hukuki amaca hizmet etmesinin yanında gerekçe göstermeksizin uygulandığı takdirde hak ihlaline yol açabilmesi muhtemeldir. Yüksek Mahkeme kararları da incelendiğinde de görülecektir ki en sık ihlal edilebilen hak İfade ve Basın Özgürlüğüdür. Anayasa Mahkemesinin, 5651 sayılı Kanun’da internet içeriklerine erişimin engellenmesine dair öngörülen uygulamayı sistematik bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdiği ilk karar ise Ali Kıdık (B. No: 2014/5552, 26/10/2017) kararıdır[15]. Anayasa Mahkemesi kararının içeriğinde ifade ve basın özgürlüğünün demokratik bir ülke için yaşamsal öneme sahip olduğu belirtmiştir. İfade ve Basın Özgürlüğünün sadece bilginin içeriğine ulaşımı değil bilgiye ulaşım kanalını da ilgilendirdiği, dolayısıyla internet sitelerine veya internet sitelerinde yer alan haberlere erişimin engellenmesi suretiyle getirilen her türlü kısıtlama, bilgi alma ve verme özgürlüğüne de dokunacağı üzerinde durmuştur.


Basın özgürlüğünün kamuoyuna çeşitli fikir ve tutumların iletilmesi, toplumsal olaylara ilişkin bir kanaat oluşturması amaçlarına hizmet ettiği unutulmamalıdır. Bununla birlikte ifade ve basın özgürlükleri mutlak olmayıp Anayasa’nın 13. maddesinde yer alan ölçütlere uyulmak koşuluyla sınırlandırılabileceği kıssası getirilmiştir ancak bir haber veya yazının kamuyu bilgilendirme değeri ne kadar yüksek ise ilgili kişinin söz konusu haber veya yazının yayımlanmasına katlanması gerekeceği unutulmamalıdır. Ayrıca ilgili kararda “ifade özgürlüğünün sadece haber ve fikirlerin içeriğini korumadığı, bunların iletilme usulünü de koruduğu gözetilmelidir[16] demek suretiyle iletilme usulünün de önemi vurgulanmıştır.


Kanunun “8A” maddesinin uygulanmasının yeterli sebebin bulunması ve son çare olarak uygulanmasının gerekliliğini vurgulamak adına Anayasa Mahkemesi tarafından verilen “Wikipedia” kararı üzerinde durmakta fayda olacaktır. Aralarında Wikimedia Foundation Inc.’in de bulunduğu farklı zamanlarda yapılan dört başvuru tek dosya kapsamında birleştirmek suretiyle incelemeye alınmıştır. Dönemin yetkili idari kurumu Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) hitaben 28/4/2017 tarihli yazısı ile Wikipedia'da bulunan ve 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8/A maddesi uyarınca "Yaşam hakkı ile kişilerin ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi" açısından gecikmesinde sakınca bulunan hâller kapsamında değerlendirilen iki içeriğin çıkarılması, çıkarılmaması durumunda içeriklere erişimin engellenmesi, içeriklere erişimin engellenememesi durumunda da alan adı üzerinden internet sitesinin tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararı verilmesi talebinde bulunmuştur[17]. BTK aynı gün içinde Başbakanlığın talebini uygun bularak Wikimedia Foundation Inc. tarafından söz konusu içeriklerin 5651 sayılı Kanun’un 8/A maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen sürede çıkarılmamış olması ve URL (içerik) bazlı erişimin engellenmesine teknik olarak imkân bulunmamasını sebep göstermek suretiyle başvuruya konu internet sitesinin tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar vermiştir. Karar yapılan itirazlara rağmen Sulh Ceza Hakimliği tarafından onaylanarak uygulanmıştır.


Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu inceleme sonucunda Kanun’un 8/A maddesi kapsamında internet ortamında yer alan yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine karar verilmesi ivedilikle müdahaleyi gerektirecek durumlarda uygulanması gereken istisnai bir yol olarak görülmesi gerektiği kanısına varmıştır.  Wikipedia'ya erişim bu istisnai yöntemin uygulanarak engellendiği görülmüş ancak idari makamlarca ve derece mahkemelerince anılan söz konusu madde kapsamında yapılan müdahalelerde gözetilmesi gereken hususlar değerlendirilmeksizin erişim engellenmesinin uygulandığı kanısına varılmıştır. Erişimin engellenmesi kararına konu olan URL adreslerinde yer alan yayınların içeriği ile sınırlama sebebi arasındaki ilişki ortaya konulamadan ayrıca Kanun metninde geçen “gecikmesinde sakınca bulunan bir durumun varlığı” da idari makamlarca ve derece mahkemelerince kanıtlanamadığı görülerek gerekçe göstermiş ve Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınmış olunan “ifade özgürlüğünün” ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar vermiştir.


Mahkeme tarafından "millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi" gibi ayrıntılı olarak somutlaştırılması ve önceden bilinmesi mümkün olmayan durumları ifade eden ibarelerin kanun koyucu tarafından tek tek sayılması suretiyle Kanun metninde eklenmesinin beklenemeyeceği vurgulanmış ancak elde olan ibarelerin keyfi uygulamalara yol açacak şekilde geniş yorumlanmasının da ifade özgürlüğünün ihlaline neden olacağı hususu üzerinde önemle durulmuştur[18].


5651 sayılı Kanun madde 9 kapsamında kişilik haklarının ihlal edildiği görülen durumlar da bireysel başvurulara sıklıkla konu olmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 5651 sayılı Kanuna ilişkin aldığı 45 karardan 33’ü 9. maddeye ilişkindir. Bu durum Mahkeme’nin yükünü artırmış, iş yoğunluğunu fazlalaştırmıştır. İlgili soruna çözüm olarak Mahkeme 9. Maddeye ilişkin 9 bireysel başvuruyu birleştirerek “pilot karar” vermiştir. Mahkeme, Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve Diğerleri başvurusuna ilişkin pilot kararında, Sulh Ceza Hakimliğince getirilen ulusal çapta yayın yapan bir gazetenin internet sitesi ile çeşitli internet haber sitelerinde bulunan 129 habere erişimin engellenmesiyle Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüğüne yönelik bir müdahale bulunduğu, müdahalenin ihlal niteliği taşıdığı kararını vermiştir[19]. 5651 sayılı Kanun’un kişilik haklarının ihlaline ilişkin 9. maddesinde yapısal sorunlar tespit etmiş ve ihlal teşkil etmeden düzenlemenin amacına hizmet edebilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne önerilerde bulunarak pilot kararına hükmetmiştir.


 Anayasa Mahkemesi, 131 Milletvekilinin açmış olduğu iptal davası başvurusunu inceleyerek 11 Ekim 2023 tarihli ve E.2020/76, K.2023/172 sayılı iptal kararı ile 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinde yer alan ve internet yayınları aracılığıyla kişilik haklarının ihlaline ilişkin içeriklere erişimin engellenmesi ve bu içeriklerin yayından çıkarılmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen kuralı, Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir[20]. Aslında Mahkeme söz konusu kararında yenilik niteliği taşımadan, Keskin Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve Diğerleri başvurusu üzerine verdiği pilot kararına atıf yapmak suretiyle 11.10.2023 tarihinde 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinde yer alan ve internet yayınları aracılığıyla kişilik haklarının ihlaline ilişkin içeriklere erişimin engellenmesi ve bu içeriklerin yayından çıkarılmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen kuralı, Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir[21]. Mahkeme, ilgili kanun içeriğinin “Basın Özgürlüğünü” sınırladığını işbu sebeple demokratik toplum düzeninin gerekliliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerekliliğini karşılamadığı; bu husus göz önünde bulundurularak yapılan incelemede ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın kapsamı, amacı, sınırları ve sınırlama aracının hukuki niteliği, müdahalenin kanuniliği yönünden hukuki güvenlik ve belirlilik ölçütleri bağlamında birtakım tereddütlere yol açtığını gerekçeli kararında belirtmiştir[22]. Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu iptal kararı Resmî Gazetede yayınlanmasından 10 ay sonra yani 10.10.2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.


SONUÇ

  


   İnternetin sağladığı kolaylıklar hizmet ettiği amaca göre fayda sağlayabileceği gibi olumsuzluklara da sebebiyet verebilmektedir. Olumsuz durumların başında ise internet aracılığıyla suç işlenmesi ve bu suretle bireylerin menfaatlerinin ihlal edilmesi gelmektedir[23]. İnternet kullanımının karmaşık yapısının getirdiği ihlaller de kompleks yapıya sahip olmaktadır. Bu zorluğun aşılması adına 5651 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikler getirilmesi bir nebze kolaylık sağlamıştır. Ancak mevzuatın uygulamasında yaşanabilecek hak ihlallerini de beraberinde getirmesi kaçınılmaz olmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin ilgili konuya ilişkin kanaati ise internet erişiminin engellenmesi gibi kısıtlayıcı nitelikteki önlemlerin, en son çare olarak düşünülmesi gerektiği yönündedir.

 

 19, § …) 


[1] Ocak Yılmaz Partners Hukuk Ofisi - Stajyer

[2] Ocak Yılmaz Partners Hukuk Ofisi - Avukat

[3] Kaya, Mehmet Bedii, İnternet Hukuku, 2.Baskı, On İki Levha Yayınevi, İstanbul, 2021 s.19 (Kaya, İnternet Hukuku)

[4]  Onursoy, S., Tiryakioğlu, F., Karavit, M., Esen, H., Altunbaş, H., & Gürcan, H. İ., (2012). İletişim Ortamları Tasarımının Tarihsel Gelişimi.   İletişim Ortamları Tasarımı (Pp.30-50), Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.               

[6] Özkaya, Yunus. “5651 Sayılı Kanun Kapsamında Suç İşlenmesinin Önlenmesi Amacıyla İnternet Erişiminin Engellenmesi”. Bilişim Hukuku Dergisi 4, sy. 1 (Haziran 2022): 141-90.

[7] 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun

[8]Kılınç, Doğan, (2010). Türk Hukukunda ve Mukayeseli Hukukta İnternet Sitelerine Erişimin Engellenmesi ve İfade Hürriyeti. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 14(2), 407-454.

 

8 ERYILMAZ Mehmet, Türkiye ve Dünyada İnternet Erişiminin Engellenmesi ile İlgili Düzenlemeler,2015, Afyon Kocatepe Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşiv

[10] İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

[11] ÖZKAYA, Yunus. “5651 Sayılı Kanun Kapsamında Suç İşlenmesinin Önlenmesi Amacıyla İnternet Erişiminin Engellenmesi”. Bilişim Hukuku Dergisi 4, sy. 1 (Haziran 2022): 141-90.

[12] 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

[13]Eren, Sedef Ceren, Anayasa Yargısı, Cilt: 37, Sayı: 2, (2020), s.285–29

 

[14] EREN, s.285–29

[15] EREN, s.285–29

 

[16] Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 26.10.2017 tarihinde Ali Kıdık (B. No: 2014/5552) bireysel başvurusu, 2017

[17] (WIKIMEDIA FOUNDATION INC. ve diğerleri [GK], B. No: 2017/22355, 26/12/2019, § …) 

[18] (WIKIMEDIA FOUNDATION INC. ve diğerleri [GK], B. No: 2017/22355, 26/12/2019, § …) 

[19]Ateş Benek, Neslihan,” Anayasa Mahkemesi’nin 11.10.2023 Tarihli ve E. 2020/76, K. 2023/172 Sayılı Kararıyla 5651 sayılı Kanun’un Kişilik Haklarının İhlaline İlişkin 9. Maddesinin İptaline İlişkin İnceleme ve Değerlendirmeler”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, sy1(Haziran.2024),185-203

[20] BENEK, syf. 779-809

[21] BENEK, syf. 779-809

[22] 11.10.2023 Tarihli ve E. 2020/76, K. 2023/172 Sayılı Anayasa Kararı

[23] ÖZKAYA, syf.141-90

58 görüntüleme

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page